KORE'DE 16 HAFTA
Kore kültürünün tartışmasız en önemli unsurlarından bir tanesi de şehirlerin her köşesini kaplayan geleneksel marketler ve pazarlar. Bana göre Güney Kore'yi ziyaret eden bir turistin kesinlikle görmesi gereken, bu coğrafyanın kültürünü net bir şekilde hissetmenizi sağlayacak 5 ana noktadan 1 tanesidir lokal marketler. Biraz pasajları biraz da sokaklarda kurulan pazarları andırdıklarını söyleyebilirim fakat bütün bunlardan farklı olarak satılanlar biraz daha geleneksel ve Kore kültürünü yansıtan ürünler. Benim de gitme şansımın olduğu birkaç tanesinden bahsedeceğim, çünkü Kore kültürünü en iyi yansıtan yerlerden oldukları için buralar hakkında bilgi almadan dönmek yapılabilecek en büyük hatalardan birisi olur.
Namdaemun Market, Seul: Şehrin bana göre en karmaşık marketi olduğunu söyleyebilirim çünkü her gelişimde her nasılsa kaybolmadan bir türlü yolumu bulamadım. Burası "yok yok" sözünün canlı kanıtı halinde, hemen hemen her tür moda eşyası, mücevher, giyim, bavul, oyuncak, kırtasiye ve elektronik alet bulabilirsiniz. Şahsi olarak benim en çok ilgimi çeken ürünler kırtasiye ürünleri olduğundan ilk yaptığım iş marketin sadece kırtasiye ve oyuncak dükkanları için ayrılmış sokağına atmak oldu. Duyduğuma göre ikinci el kamera, fotoğraf makinesi ve ekipmanları almak istiyorsanız buraya göz atmayı ihmal etmemeniz gerekiyor. Tabii ki de yemek tezgahlarını da es geçmeyin, burada da oldukça lezzetli "bibimbap"lar (o da ne? öğrenmek için takipte kalın) bulabilirsiniz.
Gwangjang Market, Seul: Bahsedilmesi gereken en turistik geleneksel market olabilir, zira kendisi Güney Kore'nin ilk yerleşik marketlerinden ve kökü 20. yüzyılın başına kadar uzanıyor ve bu nedenle de her gün yığınla turistin akınına uğruyor. Burası için tekstil dükkanları ve geleneksel yemek tezgahlarının ilginç bir kombinasyonu diyebiliriz. Pazarın belli bir kısmı ihtiyacınız olabilecek her türlü kumaşı satmaya ayrılmış. Kore kültürünün bir bölümünü yanınızda götürmek istiyorsanız, buradayken kendinize özel hanbok'unuzu (Kore geleneksel kıyafeti, Japonya'nın kimonosu gibi) yaptırabilirsiniz.
Dongdaemun Market, Yine Seul: Buraya ayrı bir yazıda değiniyorum çünkü burası artık market olmaktan çıkıp kocaman bir yerleşke haline gelmiş durumda.
Bahsetmeden geçemeyeceğim en önemli Güney Kore aktivitelerinden bir tanesi de Kore barbeküsüne gitmek. Masanın üstüne monte edilmiş bir ocak ya da mangal hayal edin, burada istediğiniz türden sınırsız miktarda eti, gerek dana eti gerek domuz eti, kendiniz pişirip yiyebiliyorsunuz. Tabii ki de barbekü sadece bununla sınırlı değil. Etin yanında küçük tabaklarda getirilen garnitürler ile etleri karıştırıp yiyebilir, bin bir çeşit sosla yemek tecrübenizi üst seviyelere getirebilirsiniz. En çok sevdiğim şeylerden birisi birçok çeşit yemeği karıştırıp yemek olduğundan en büyük hayalimin hayatım boyunca her gün sınırsız Kore barbeküsü yemeye gitmek olduğunu söyleyebilirim. Eğer sizin de buna benzer bir hayaliniz varsa, kesinlikle gitmeniz gereken birkaç tane barbekü mekanı veriyorum şimdi:
Wangbijib: Kore Barbekü'nin lezzetli dünyasına dalmak isteyenler için Wangbijib'den başlamaktan daha iyi bir seçenek yok. Burada, garsonlar sizin için eti ızgarada pişiriyorlar, sizin tek yapmanız gereken şey de arkanıza yaslanıp büyüyü izlemek oluyor. Wangbijib'in gerçek güzelliği, hafif tuzla terbiye edilmiş ağızda eriyen etlerinin kalitesinde yatıyor. Dana etinin en güzel halini bulabileceğiniz bu restoranı Myeongdong'da bulabilirsiniz.
Maple Tree House: Daha önce bahsettiğim Itaewon'un da yer aldığı Yongsan bölgesinde sadece diğer dünya mutfaklarının restoranları yok. Örneğin buradaki Maple Tree House, modern bir mekanda lezzetli Kore barbeküsünün sunulduğu güzel bir istisna. Maple Tree House'a gittiğinizde, ince şeritler halinde kesilmiş ve masanızdaki ızgarada şefkatle pişirilmiş hanuları (Kore sığır eti) kesinlikle deneyin. Oldukça bütçenize uygun bir alternatif. (harita ve insta)
Kore kültürünün mutlaka keşfetmeniz gereken 5 ana unsurundan bir tanesi kafeler. Özellikle büyük çoğunluğunun belli bir temaya sahip olması bu kafeleri daha da ilginç yapıyor. Türkiye'deki kafelerden de farkları tam olarak bu. Kafeye gelmek çoğunlukla sadece bir kahve içip tatlı yemekten ibaret olmuyor, çok değişik aktivitelere burada rastlayabiliyorsunuz. Neler mi demeyin, okumaya devam edin:
Ben sadece gittiğim ve kesinlikle görülmesi gerekenlerden bahsedeceğim:
Hologram kafe (TAPE): Benim kişisel favorim. Neden mi?Tatlılar oldukça lezzetli ve çok güzel görünüyorlar. Buzlu çayları da oldukça hoş. Benzersiz görüntüsü ve aşırı ucuz olmasıyla dikkati çeken galaxy cheesecake'i denemeyi unutmayın. Kafenin ikinci katı rooftop olduğundan çatıya çıkıp Itaewon manzarasını izlemek mümkün.
Rakun kafe: Birçok çeşit tatlının, kahvelerin ve lezzetli limonatanın tadını çıkarırken rakunlarla oynamak mı? Kulağa tuhaf geliyor ama benzersiz bir tecrübe. (instagram)
2d kafe: Yakın zamanlarda Kadıköy'de benzerinin açıldığını görmemle şaşkınlığa uğrasam da taklitler aslını yaşatır sözünü akıllara getirdiğinden hala kalbimdeki yerini koruyan muhteşem bir kafe burası. Dekorasyonundan ambiansa kadar her şeyin iki boyutluymuşçasına dizayn edildiğini düşünün. Buna tabaklar, tepsiler, kafede bulabileceğiniz her şey dahil. En az 50 fotoğraf çekmeden gidemeyeceğiniz bu mekanda çok da lezzetli tatlılar var. Hongdae'ye geldiğinizde uğramanız gereken ilk mekan.
Study kafeler: Kore denince çalışma kültürü ve saatler süren mesailer akıllara geliyor. İnsanların burda çalışmaya oldukça bağlı olduğu söylenebilir. Bu nedenle sırf ders çalışmak ve odaklanmak için açılmış study kafelere ülkenin her köşesinde rastlamak mümkün. Günlük belli bir miktar karşılığında bir masaya geçip laptopunuzla doya doya ders çalışabilirsiniz. Benim study kafeler arasında en çok sevdiğim kesinlikle Kore Üniversitesi'nin hemen yanındaki The 1st Penguin.